27 Haziran 2014 Cuma

Kedi Sahiplenmek İsteyenlere Öneriler


    Kedi sahiplenmek isteyenlerden bakımla ve buna benzer durumlarla ilgili epey soru geliyor. Ben de bu yüzden çokça kedi sahibi olarak, edindiğim bilgileri paylaşmak istedim :))

     Öncelikle sahipleneceğinizin vitrin süsü olmadığını, bir can taşıdığını, biz insanlar gibi sevgiye, ilgiye, iyi beslenmeye ihtiyacının olduğunu bilmeniz gerekir. Bundan sonrası yaptığınız empati sayesinde daha kolay olacaktır :)

    Belki beğendiğiniz, istediğiniz bir cins olabilir. Ama bu cins kedilerin petshop, çiftlik vb. yerlerde üretim koşullarının berbat olduğunu, görücüye çıkarılan hayvanların tuvalet yapmaması için aç bırakıldığını, sömürülen annenin çaresizliğini, bitkinliğini göz önüne alarak kanlı ticarete ortak olmamanız çok önemli. Para verip alarak onların daha fazla sömürülmesine katkıda bulunursunuz. Size tavsiyem hayvan barınaklarına bakmanız ve gönüllü sahiplendirme yapan kişilerle iletişime geçmeniz. İnanın ki her cinsten hayvan var....

     "Küçük olsun bana alışsın"diye bir düşünseniz varsa bunu da aklınızdan çıkarmanızı isteyeceğim :) Kediler her ortama uyum sağlayabilen canlılardır. Yetişkin bir kedi de gayet güzel alışır size ve evinize. Sadece biraz zaman vermeniz gerecek. O ortamı keşfedecek, kendine uygun yeri bulacak, belki bir kaç gün kuytularda saklanacak ama sabır ve sevgi ile aşılamayacak şey yoktur :)

     Eğer ki yavru aldıysanız ya da illa ki yavru olacak derseniz anne sütünü yeterince almış olmasına dikkat etmeniz önemli. Yeterli anne sütü almamış kedilerde gelişim bozukluğu ve buna bağlı hastalıklar görülebilir. Tabii sokaktan annesiz bir yavru aldıysanız iş değişir. Yavru bakımıyla ilgili yazıma BURADAN ulaşabilirsiniz.

     En çok da  tuvalet alışkanlığıyla ilgili soru geliyor.
Şunu söylemeliyim ki bu en kolay işiniz olacak. Çünkü kediler iç güdüsel olarak dışkısını kapatır. Dışarıda da görürsünüz inşaat kumuna, bahçelere tuvaletini yapan kediler. Sizin yapmanız gereken; sakin bir yere genişçe bir kum kabı koyup yeterli yükseklikte kum ile doldurmak. (Bentonit kum öneririm). Sonrasında da kediyi kum kabına bırakın ve tataaam! :) Tabi kedi çok minikse ilk başta ne olduğunu idrak edemeyebilir. O zaman sizin yardmınız gerekecek. Kediciği tuvaletine koyduğunuzda kumları yemeye çalışırsa panik yapmayın, ön patilerini tutarak kumu eşelemesine yardımcı olun. Bir iki denemede anlayamayabilir de. Bu nedenle takip etmenizi öneririm. Baktınız ki yer aranıyor kendine hemen alın kuma koyun. Bir kaç deneme sonrasında artık öğrenecektir.
(Ben kum kabını banyoya koyuyorum. Hem ayakaltı değil, hem de sıçrattıkları kumları temizlemek daha kolay oluyor)

     Bir diğer önemli husus da; güvenlik önlemleri !
Kediler fazlasıyla meraklı bir yapıya sahip bu nedenle hangi katta olursanız olun pencerelere muhakkak sineklik taktırın. Ve bir başına balkona, terasa çıkmasına izin vermeyin. İlgisini çeken bir şey olduğunda durumunu unutarak peşinden gitmek isteyebilir. Bunlar da kötü sonuçlar doğurabilir. Lütfen "Benim kedim atlamaz, yapmaz" demeyin.
Sürekli kliniklere gittiğim için pencereden, balkondan düşüp de yaşam savaşı veren o kadar çok kedi görüyorum ki.... Tabi ki dışarıyı görmek onların da hakkı ama bir başına lütfen bırakmayın. Hatta size önerim kedinize göğüs tasması alarak yeşillik bir alana götürün, toprağa bassın, ağaçta manikür yapsın tırnaklarına :)
Tabii kediler için çoğu klinik ve petshoplarda incecik bir tasma satılıyor, kediler de bundan çok rahat kurtulup kaçabiliyorlar. Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz daha güvenli, böyle bir şey alabilirsiniz.

     Klinik demişken; veteriner hekimin önemini yazmazsam olmaz...
Eğer ki çevrenizden referans gösterecekleri bir veteriner hekim yoksa kedinizi sahiplendiğinizde ilk işiniz güvenilir bir hekim bulmak olsun. Ben tanımadığım bir kliniğe gittiğimde ilk olarak bir kaç şeye dikkat ederim. Mesela kediyi taşıma kafesinden nasıl çıkartıyor ? Sorduğum sorulara (saçma dahi olsa) cevapları nasıl ? Klinik çalışanlarının kediye yaklaşımı nasıl ? Ortamın temizliği yeterli mi ? Kafeste tutulan kedilerin gereksinimleri karşılanmış mı ?
Tabi ki ilk bakışta anlayabileceğimiz bir şey değil bu. Zamanla, gidip geldikçe değerlendirip karar verebiliriz...
(Gittiğiniz klinik 7/24 açıksa süper ! Ama değilse muhakkak bu şekilde hizmet veren bir klinik de olsun bildiğiniz. Allah korusun gecenin bir yarısı bir şey olsa kediciğe, sabahı beklemeniz onun için kötü olabilir.)

     Son olarak; satın almayıp sahiplenmenizin önemini tekrarlayacağım.
Belki görmediğiniz için durumun vahametini anlayamayabilirsiniz ama yıllardır barınak gönüllüsü ve sahiplendirme yapan biri olarak maalesef ki çektikleri eziyetlere birebir şahit oluyorum. Sokaklarda, barınaklarda, gönüllü sahiplendirme yapanlarda bizlere muhtaç o kadar çok can var ki.... Muhakkak biri yüreğinizi ısıtacaktır.
Ayrıca; bir kedinin ortalama 15 yıl yaşadığını düşünerek karar verin lütfen. Terk edilmek tüm canlılara acı verir....

(Farklı soru ya da öneri gelirse yazıyı günceleyeceğim)