Kedi gribi hakkında yorumla ve
mail olarak çok fazla soru geldiği için, bu yazımı tekrar güncellemek istedim.
Ben kedi gribiyle 2013 yılında
iki kedimi kısırlaştırmak için veteriner kliniğine bıraktığımda tanıştım!
Kedilerim bir hafta kadar klinikte kaldıktan sonra eve getirdim ve hapşırmalar başladı. Tabi hemen tekrar kliniğe gittik ve kedi gribinin
başlangıcında olduklarını öğrendim. Antibiyotik ve vitamin tedavisine başlandı
klinikte ve bir haftalık tedavi sonrasında toparlanmaya başladılar. Ama bu
hastalık belirli zamanlarda tekrarlamaya başlayınca birçok forum sitesini
okudum, farklı hekimlerle görüştüm ve kedilerimin de durumuna göre onlara neyin
iyi gelip gelmediğini öğrenmeye başladım.
Öncelikle kedi
gribinin ne olduğundan ve belirtilerinden bahsetmek istiyorum. Kedi gribini
(Solunum yolu enfeksiyonu) oluşturan birden çok viral ve bakteriyel ajanlar
olsa da; en sık görüleni herpesvirus (FHV) ve calicivirustür (FCV). Belirtileri
ise; halsizlik, iştahta azalma, ateş, burun akıntısı-tıkanıklığı ve buna bağlı
olarak nefes almada güçlük, göz akıntısı ve buna bağlı olarak göz kapaklarının çapaklanıp
şişmesi ve müdahale edilmemesi durumunda gözde ülserleşme, hapşırık, ağızda ya
da pati altlarında yara (calicivirus) gibidir. Bu hastalığın kuluçka dönemi 2-6
gündür. Yani kediniz bu virüsü kaptıktan 2-6 gün içinde belirtileri göstermeye
başlar. İyileşme dönemi ise 14-21 gün arasında olur. Bu virüsü alan kedilerin
çoğunluğu taşıyıcı olarak hayatlarına devam ederler. Yani herhangi bir hastalık
belirtisi yokken sağlıklı bir kediye hastalığı bulaştırma riski vardır. Ayrıca
bağışıklık sistemleri düştüğünde hastalık tekrar nüksedebilir.
Bu hastalık
kediler arasında oldukça bulaşıcıdır. Hapşırık ve öksürükle virüsler 1-2 metrelik
alana yayılabilirler. Ayrıca göz, ağız akıntısı ve bu akıntıların temas ettiği
objelerle de kolaylıkla bulaşabilir. Tabi bir de bizim farkında olmadan taşıma
durumumuz da var! Bu nedenle kedinin bulunduğu ortamın uygun dezenfektanlarla
temizlenip havalandırılması önemlidir. Ben normalde çamaşır suyu kullanmam evde
ama bu hastalık döneminde kullandım çünkü çamaşır suyu virüsleri kısmen de olsa
yok edebiliyor. Eczane ya da medikal dükkanlardan sorup alabileceğiniz
dezenfektanları da kullanabilirsiniz. Yabancı kedileri sevdikten sonra
kendinizi de dezenfekte etmeniz önemli. Ben özellikle hasta bir kediyle
ilgilendiğimde, ellerimi kolonyayla temizlerim ve eve geldiğimde holde (oraya
kediler girmez, kapısı kapalıdır) üstümü değiştirip çıkardıklarımı direkt
makineye atarım. Fazla evhamlı olduğumu düşünebilirsiniz J Ama o
kadar çok uğraştım ki hastalıklarla, buna mecbur kalıyorum.
Hastalığın
teşhisi veteriner hekim tarafından yapılacak olan tam kan tahlili, mukoza
tahlili ile kesinlik kazanabilir ama birçok hekim genel muayene ile tanıyı
koyup ona göre bir tedavi uygular. Kedi gribinin tedavisi antibiyotik ve
vitamin takviyesiyle yapılıyor ama şunu da belirtmek isterim ki; antibiyotiklerin
virüsler üzerinde bir etkisi yoktur. Ama bu virüslerin neden olabileceği sekonder
enfeksiyonları önlemek adına geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanılması
tavsiye ediliyor. Bu nedenle de hastalığı ilk kez geçiren bir kediniz varsa
önleyici tedavi olarak antibiyotik kullanabilirsiniz. Tabi bu antibiyotikleri de
dikkatli kullanmak gerekiyor. Bazı antibiyotikler bu enfeksiyonlar için yetersiz
kalabiliyor ve ayrıca dozajı da kedinin yaşına, kilosuna, hastalığın seyrine
göre doğru ayarlamak gerekiyor.
Vitamin olarak da Lysine (amino asit), balık yağı, C vitamini ve
antioksidanı dönüşümlü olarak kullanıyorum ben. Lysine ve balık yağı, Lysine ve
C vitamini gibi. Hastalık zamanında her gün kullanılabilir ama ben önlem amaçlı
olarak haftada iki gün veriyorum artık. Kullandığım markalar da; Vetri Science markasından
Vetri Lysine Plus, Omega 3-6-9 ve Antiox 100 mg ve Natur Vitta-C. Vetri Science
markasının ürünlerini yurt dışı sitelerinden alıyorum çünkü Türkiye’de çok
pahalıya satılıyor ve çoğu ürünü bulamıyorum. Antiox 100 mg satışı da
durdurulmuş sanıyorum ki, bulamıyorum. Ama bunun yerine yine aynı markanın Cell
Advance isimli çok kapsamlı bir vitaminini buldum onu alacağım. Bunlar benim
kullandığım ve tavsiye edebileceğim vitaminler ama kedinizi en iyi tanıyan ve
ona iyi gelecek olanı gözetecek olan sizsiniz.
Yukarıda yazdığım
vitaminlerin fiyatları biraz pahalı. Eğer ki bunları alamazsanız bebekler için
olan multivitaminler, imuneks şurup/kapsül, immuzinc gibi vitaminler ve
eczaneden alacağınız balık yağı da fayda sağlayacaktır. Ben sokaktaki
kedilerimden hasta olan olursa bunlardan biri ya da ikisini kullanıyorum. Özellikle
yavru kedilerde görülen gözlerde şişme, akıntı için de yine eczaneden
alacağınız antibiyotikli göz damlası düzenli kullanımda işe yaracaktır. Gözlerini
temizlemek için ılık çay kullanabileceğiniz gibi, eczacıya borik asit de
hazırlatabilirsiniz. Borik asit göz için iyi bir dezenfektandır ama bu işi bilen
yetkililer tarafından hazırlanmalı muhakkak.
Sokakta yaşayan
dostlarımız kedi nezlesine yakalanmış ise ilaç-vitamin desteği haricinde yemek
yemesi de takip edilmeli. Burnu tıkandıysa koku alamadığı için yemeyecektir. Sizin
müdahale etmeniz gerekebilir. Bunun için de veteriner kliniğinde satılan a/d konserve
mama ya da tavuk etini haşlayıp ezerek verebilirsiniz.
Son olarak da;
özellikle kediniz yavruyken gerekli aşılarını yaptırmayı ihmal etmeyin, tam bir
koruyuculuk sağlamasalar da daha kolay atlatmasına yardımcı oluyorlar. Kedi gribi
ve birçok viral hastalık, kedilerin yavru döneminde şiddetli geçiyor. 3-4
yaşından sonra daha hafif belirtilerle seyrediyor. Ayıca çok bulaşıcı
olduğundan bahsetmiştim. Bunun için de kedinizi götürdüğünüz kliniğin
temizliğine ve aldığı önlemlere dikkat etmenizi ve kedinizi mecbur kalmadıkça
pansiyon gibi kalabalık ortamlara bırakmamanızı tavsiye ederim.