5 Temmuz 2013 Cuma

KEDİ NEZLESİ - KEDİ GRİBİ

    
kedi-nezlesi-kedi-gribi

     Herkese merhaba,
     Kedi gribi hakkında yorumla ve mail olarak çok fazla soru geldiği için, bu yazımı tekrar güncellemek istedim.

      Ben kedi gribiyle 2013 yılında iki kedimi kısırlaştırmak için veteriner kliniğine bıraktığımda tanıştım! Kedilerim bir hafta kadar klinikte kaldıktan sonra eve getirdim ve hapşırmalar başladı. Tabi hemen tekrar kliniğe gittik ve kedi gribinin başlangıcında olduklarını öğrendim. Antibiyotik ve vitamin tedavisine başlandı klinikte ve bir haftalık tedavi sonrasında toparlanmaya başladılar. Ama bu hastalık belirli zamanlarda tekrarlamaya başlayınca birçok forum sitesini okudum, farklı hekimlerle görüştüm ve kedilerimin de durumuna göre onlara neyin iyi gelip gelmediğini öğrenmeye başladım.

            Öncelikle kedi gribinin ne olduğundan ve belirtilerinden bahsetmek istiyorum. Kedi gribini (Solunum yolu enfeksiyonu) oluşturan birden çok viral ve bakteriyel ajanlar olsa da; en sık görüleni herpesvirus (FHV) ve calicivirustür (FCV). Belirtileri ise; halsizlik, iştahta azalma, ateş, burun akıntısı-tıkanıklığı ve buna bağlı olarak nefes almada güçlük, göz akıntısı ve buna bağlı olarak göz kapaklarının çapaklanıp şişmesi ve müdahale edilmemesi durumunda gözde ülserleşme, hapşırık, ağızda ya da pati altlarında yara (calicivirus) gibidir. Bu hastalığın kuluçka dönemi 2-6 gündür. Yani kediniz bu virüsü kaptıktan 2-6 gün içinde belirtileri göstermeye başlar. İyileşme dönemi ise 14-21 gün arasında olur. Bu virüsü alan kedilerin çoğunluğu taşıyıcı olarak hayatlarına devam ederler. Yani herhangi bir hastalık belirtisi yokken sağlıklı bir kediye hastalığı bulaştırma riski vardır. Ayrıca bağışıklık sistemleri düştüğünde hastalık tekrar nüksedebilir.
            Bu hastalık kediler arasında oldukça bulaşıcıdır. Hapşırık ve öksürükle virüsler 1-2 metrelik alana yayılabilirler. Ayrıca göz, ağız akıntısı ve bu akıntıların temas ettiği objelerle de kolaylıkla bulaşabilir. Tabi bir de bizim farkında olmadan taşıma durumumuz da var! Bu nedenle kedinin bulunduğu ortamın uygun dezenfektanlarla temizlenip havalandırılması önemlidir. Ben normalde çamaşır suyu kullanmam evde ama bu hastalık döneminde kullandım çünkü çamaşır suyu virüsleri kısmen de olsa yok edebiliyor. Eczane ya da medikal dükkanlardan sorup alabileceğiniz dezenfektanları da kullanabilirsiniz. Yabancı kedileri sevdikten sonra kendinizi de dezenfekte etmeniz önemli. Ben özellikle hasta bir kediyle ilgilendiğimde, ellerimi kolonyayla temizlerim ve eve geldiğimde holde (oraya kediler girmez, kapısı kapalıdır) üstümü değiştirip çıkardıklarımı direkt makineye atarım. Fazla evhamlı olduğumu düşünebilirsiniz J Ama o kadar çok uğraştım ki hastalıklarla, buna mecbur kalıyorum.
            Hastalığın teşhisi veteriner hekim tarafından yapılacak olan tam kan tahlili, mukoza tahlili ile kesinlik kazanabilir ama birçok hekim genel muayene ile tanıyı koyup ona göre bir tedavi uygular. Kedi gribinin tedavisi antibiyotik ve vitamin takviyesiyle yapılıyor ama şunu da belirtmek isterim ki; antibiyotiklerin virüsler üzerinde bir etkisi yoktur. Ama bu virüslerin neden olabileceği sekonder enfeksiyonları önlemek adına geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanılması tavsiye ediliyor. Bu nedenle de hastalığı ilk kez geçiren bir kediniz varsa önleyici tedavi olarak antibiyotik kullanabilirsiniz. Tabi bu antibiyotikleri de dikkatli kullanmak gerekiyor. Bazı antibiyotikler bu enfeksiyonlar için yetersiz kalabiliyor ve ayrıca dozajı da kedinin yaşına, kilosuna, hastalığın seyrine göre doğru ayarlamak gerekiyor.
Vitamin olarak da Lysine (amino asit), balık yağı, C vitamini ve antioksidanı dönüşümlü olarak kullanıyorum ben. Lysine ve balık yağı, Lysine ve C vitamini gibi. Hastalık zamanında her gün kullanılabilir ama ben önlem amaçlı olarak haftada iki gün veriyorum artık. Kullandığım markalar da; Vetri Science markasından Vetri Lysine Plus, Omega 3-6-9 ve Antiox 100 mg ve Natur Vitta-C. Vetri Science markasının ürünlerini yurt dışı sitelerinden alıyorum çünkü Türkiye’de çok pahalıya satılıyor ve çoğu ürünü bulamıyorum. Antiox 100 mg satışı da durdurulmuş sanıyorum ki, bulamıyorum. Ama bunun yerine yine aynı markanın Cell Advance isimli çok kapsamlı bir vitaminini buldum onu alacağım. Bunlar benim kullandığım ve tavsiye edebileceğim vitaminler ama kedinizi en iyi tanıyan ve ona iyi gelecek olanı gözetecek olan sizsiniz.
            Yukarıda yazdığım vitaminlerin fiyatları biraz pahalı. Eğer ki bunları alamazsanız bebekler için olan multivitaminler, imuneks şurup/kapsül, immuzinc gibi vitaminler ve eczaneden alacağınız balık yağı da fayda sağlayacaktır. Ben sokaktaki kedilerimden hasta olan olursa bunlardan biri ya da ikisini kullanıyorum. Özellikle yavru kedilerde görülen gözlerde şişme, akıntı için de yine eczaneden alacağınız antibiyotikli göz damlası düzenli kullanımda işe yaracaktır. Gözlerini temizlemek için ılık çay kullanabileceğiniz gibi, eczacıya borik asit de hazırlatabilirsiniz. Borik asit göz için iyi bir dezenfektandır ama bu işi bilen yetkililer tarafından hazırlanmalı muhakkak.
            Sokakta yaşayan dostlarımız kedi nezlesine yakalanmış ise ilaç-vitamin desteği haricinde yemek yemesi de takip edilmeli. Burnu tıkandıysa koku alamadığı için yemeyecektir. Sizin müdahale etmeniz gerekebilir. Bunun için de veteriner kliniğinde satılan a/d konserve mama ya da tavuk etini haşlayıp ezerek verebilirsiniz.
            Son olarak da; özellikle kediniz yavruyken gerekli aşılarını yaptırmayı ihmal etmeyin, tam bir koruyuculuk sağlamasalar da daha kolay atlatmasına yardımcı oluyorlar. Kedi gribi ve birçok viral hastalık, kedilerin yavru döneminde şiddetli geçiyor. 3-4 yaşından sonra daha hafif belirtilerle seyrediyor. Ayıca çok bulaşıcı olduğundan bahsetmiştim. Bunun için de kedinizi götürdüğünüz kliniğin temizliğine ve aldığı önlemlere dikkat etmenizi ve kedinizi mecbur kalmadıkça pansiyon gibi kalabalık ortamlara bırakmamanızı tavsiye ederim.